Geçen gün Linkedin’de bir paylaşım gördüm. Yazar, işinin beklediği gelişim fırsatlarını yaratamadığını söylüyor ve yeni iş arayışını ilan ediyordu.
Bu bana Kasım 2021’de HBR Türkiye için kaleme aldığım makalede de üzerinde durduğum Büyük İstifa Dalgası (the Great Resignation) kavramını hatırlattı. İlk olarak batı dünyasında gündeme gelen ve çalışanların kendi istekleriyle işlerinden ayrılma oranlarındaki artışa dikkat çeken bu kavram hakkındaki veriler dikkat çekici. Insider’ın US Bureau of Labor Statistics verileri ışığında oluşturulan bu grafik yıllara sair olarak Ocak-Ekim ayları arasındaki işten ayrılma oranlarını ortaya koyuyor. Buna göre ABD’de 2021 yılında gerçekleşen 38,6 milyon civarı istifa var. Bu da 2020’nin aynı dönemine göre (29,7 milyon) yaklaşık yüzde 30’luk bir artış demek oluyor.
Grafikte 2008’den bu yana devam eden bir artış eğilimi gözleniyor. 2020’deki pandemi etkisini de göz önüne aldığımızda 2021 rakamlarının genel trendin bir yansıması olduğunu düşünmek mümkün. Ancak, yetkililer bu artışın devam etme olasılığının çok yüksek olduğunu ve temel dinamiklerin farklı olduğunu belirtiyor.
Bu ABD’deki yansımalar.
Peki Türkiye’de durumlar nasıl derseniz, değerli Mehtap Demir’in Fast Company için kaleme aldığı “İstifa Planlayanların Sayısı Artıyor Mu?” başlıklı makaleyi okuyabilirsiniz. Burada küresel verilere ek olarak, ülkemizden yansımaları ve yetkili kişilerin görüşlerini görebilirsiniz. Çalışmada ayrıca Fast Company’nin Kariyer.net ile ortak olarak gerçekleştirdiği anketin sonuçlarını da görebilirsiniz.
Küresel anlamda esen rüzgarı bir kenara bırakırsak ve ülkemize odaklanırsak, özellikle böyle bir ekonomik belirsizlikte çalışan birinin istifa etmesinin oldukça zor olduğu sonucuna varabiliriz. Ancak bu çalışanların istifa etmeyi düşünmediği anlamına gelmez. Fast Company – Kariyer.net anketine göre net şekilde “işimi değiştirmeyi düşünmüyorum” diyenlerin oranı %6,5.
Bu veri cepte dursun, şu iki konuyu da akıllarda tutmamız gerektiğine inanıyorum:
➤ Böyle zamanlarda ayrılma kararı verebilenleri sadece sayısal anlamda değil nitelik olarak da ele almak faydalı olur.
➤ Mehtap Demir’in yazısının girişinde de kaleme aldığı gibi, belirsizlik ortamı yönetilebilir bir hal almaya başladığında rakamlar ne yöne evrilir?
Üzerine düşünmeye değer…
Mehtap Demir’in makalesi:
Emre Başkan